Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Rahmet, Mağfiret ve Kurtuluş Günlerinin Farkında Olmak

Kur'an-ı Kerim’in indirildiği, içerisinde, bin aydan daha hayırlı olan, Kadir Gecesinin bulunduğu, Oruç Ay'ı olan Ramazanı Şerif’in Rahmet günlerini tamamlayıp, Mağfiret günlerine kavuşmuş bulunuyoruz. Ramazan-ı Şerif’indeğerini  gerçek anlamda bilerek, kirlenen gönüllerimizi, temizlemek için bu özel günlerden gereği gibi faydalanmalıyız

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimiz Hadisi Şeriflerinde:"Ramazan'ın evveli Rahmet, Ortası mağfiret, sonu da cehennemden azâd olmaktır."  buyurmuşlardır. Biz Müslümanlar, Ramazan ay’ının önemini idrak ederek, Cenab-ı Hakkın rahmet ve mağfiretine nail olup, cehennemden azad olmaya çalışmalıyız. Geçen Ramazan'dan bu Ramazana kadarki zaman dilimi içinde Allah-u Teala'nın Rızasına uygun acaba ne yaptık? Ne gibi kıymetli emirleri yapmayıp bıraktık? Yahut hangi haramları işledik?  Her geçen gün, hayat defterimizden bir yaprak kopmaktadır. Her geçen günümüzün muhasebesini yapmalı, İslâm’ın emirlerini yapıp, yasaklamış olduklarından da kaçınarak içinde bulunduğumuz feyz ve bereket günlerini çok iyi değerlendirmeliyiz.

Dünya ticaretinde her tüccar sene sonunda o senenin gelir ve giderini, kârını ve zararını gösteren bir bilanço tanzim eder. Kazandıysa kârı artırmak, zarar ettiyse bunun sebeplerini gidermenin yolunu araştırır. Elde ettiği verilere göre yeni sene için bir program hazırlar. Gerekli önlemleri alan bir tüccar gibi, bizlerde Manevi kirlerden arınmak için gerekli önlemleri almalıyız. Allah (c.c.) ve Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.)’in emrettiklerini yapıp, yasaklarından kaçınarak Manevi bilançomuzu kârlı hale getirmeliyiz.

Rabbimize olan kulluk görevimizi en güzel bir şekilde yaparak, bu mübarek aydan gereği gibi müstefid olmalıyız. Bu mübarek ay’ı ganimet bilerek gaflet uykusundan uyanmalıyız. Bu mübarek günlerde, kirlenmiş kalplerimizi bol bol istiğfar ederek, Rabbimizin Rahmeti ile yıkamaya çalışmalıyız. İftar sofrasının başında geçirdiğimiz dakikalardaki mağfiret dileklerimiz muhakkak kabul olur. Sahur sofrası da böyledir. Böylelikle arınmış kalplerle yapacağımız ibadetler de, Rabbimizin katında makbul olur. Şu fani dünyanın mahkemelerinde muhakeme olunurken insanlar nasıl heyecanlar yaşarlar. Mahkeme-i Kübra da hesaba çekildiğimiz zaman sıkıntı duymamamız için imtihanda olduğumuz bu dünya hayatımızı iyi, güzel yaşayalım ve kurtuluşa erebilelim.

Mahkeme-i Kübra'nın çok zorlu hesap ve cezalarından kurtulmak, dünyadaki kulluk imtihanını kazanmakla olur.Yaptığımız ibadetler hep kendimiz içindir.Cenab-ı Hakkın yapacağımız ibadetlere kesinlikle ihtiyacı yoktur.Rahmeti çok olan Rabbimiz, yapacağımız ibadetleri bahane ederek biz kullarını bağışlamak ve rahmetine gark etmek istiyor.  Oruç tutmak, sadece aç, susuz, kalmak değil, bir damladan deryaya dalabilme imkânını bulabilmektir.

İslâm; hem maddi ve hem de manevi olarak yardımlaşmayı emretmektedir. İçinde yaşadığımız şu Mübarek günlerde çok büyük imtihanlardan geçmekteyiz. İnsanlar, Müslüman kardeşlerimiz, dünyanın dört bir yanında Zalimler tarafından acımasızca, açlığa sefalete mahkum edilip, adeta yok edilmektedirler. Bu olumsuzluklara karşı Kardeşlerimizin yaralarına merhem olmak için, Zekât, Sadak, Fitre, İnfak gibi görevlerimizin gereğini en yoğun olarak yaparak maddi desteklerimizi artırmalı, ayrıca dualarımızla manevi desteğimizi zirveye çıkarıp, kendimizin ve sevdiklerimizin kurtuluşlarını sağlamak için çalışmalıyız.

Cenab-ı Allah (c.c.), Ramazan-ı Şerifimizi, İslam Aleminin; birlik ve beraberliğine, uyanışına vesile kılsın. Af edilip, bağışlananlardan olmamız duası ile Sıhhat ve âfiyetler dilerim.  

Bu yazı toplam 1946 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.