Şükrümüzü Artırmalıyız
Dünyevi hususlarda durumu bizden daha aşağıda olanlara bakıp şükretmeli, manevi konularda ise yaşantısı İslam’a uygun bizden daha üstün olanlara bakıp onlar gibi olmak için çalışmalıyız. Gerçek şükre bu güzel özelliklerle hayırda yarışıp ulaşabiliriz. Allah’tan (c.c.) bol, bereketli helal kazanç istemeli ve aynı zamanda fiili olarak çalışmalıyız. Helal lokmayı temin etmek içinde elimizden geldiğince çalışmalı, dilenmektense odun kesip satmanın, çalışmanın alın terinin çok önemli olduğunu bilerek yaşamalıyız. Her birimiz varlık ve yokluk ile birçok yönden imtihan oluyoruz. Çalışmalarımıza rağmen arzu ettiklerimizi temin edememiş de olabiliriz. O zaman benim kurtuluşum düşündüğüm olanaklara sahip olmamaktan geçmektedir dememiz gerekir. Şunu unutmamalıyız ki; maddi konularda bizlerden daha iyi olanaklara sahip olanlara değil, daha az imkana sahip olanlara bakarak şükrümüzü artırmalı, onlara yardımcı olmak için çalışmalıyız. Ahirette kurtuluşa ermek için asli görevimiz olan manevi konularda ise bizden daha iyi yaşayanları örnek alıp, onları geçmek için tatlı ve güzel bir yarışın içine girmeliyiz.
Maalesef günümüzdeki mukayeselerin birçoğu hep dünyevi manada yapılmakta, uhrevi değerlendirmelere ise hep mesafeli olunmaktadır. Bu izahımızı birkaç örnek vererek açıklayalım. Dünyevi mukayeseler yapılırken, Ahmet Bey’in trilyonları, yatları, katları, pahalı otomobilleri var denilerek hep ona özenilmekte, fakat manevi mukayeseler nedense çok yapılmamaktadır. Esasen, Mehmet Bey, 5 vakit namazını camide cemaatle kılmakta, helalinden kazanıp helal lokma yemekte, ihtiyaç sahiplerine yardım elini uzatarak cömert davranmakta diyerek onu geçmemiz için tatlı bir yarışın içine girmemiz gerekmektedir.
Dinimize göre; helal kazanç ve helal lokma peşinde koşmanın önemi, değeri büyüktür. Yapacağımız bütün ibadetlerin makbul olmasının en temel ve vazgeçilmez ana şartı alın teriyle helal yoldan kazanılan, helal lokmadır. Müslüman; hayatının her döneminde nankörlük etmeden dünyevi konularda durumu kendinden daha aşağıda olanlara bakıp şükrünü artırmalı, uhrevi konularda da kendisinden daha iyi olanlara bakıp, nefis muhasebesi yapıp, ibadetlerini, iyiliklerini artırmalı, helalinden kazanıp helalinden yemeli, haramlardan kesinlikle kaçınmalıdır. Müslüman, tamahkar olmadan, helal yoldan kazandıkları ile iktifa edip, ibadet ve taatlarını emredilen şekilde yapmalıdır. Bu dünya hayatında imtihandayız. Birileri varlığın nimetin içinde bazıları da yokluğun içinde imtihanını kazanıp kaybedebiliyor. Önemli olan varlık ve yokluk dönemlerimizde de yaratılış gayemizi unutmadan şükür edebilmeli İslam’a uygun hayat yaşayabilmeliyiz.
Kazançlarımız helal olmalı, haram ve haram şüphesi olanlardan da kaçınmalıyız. Yaşadığımız bu zaman dilimini çok iyi değerlendirmeli, koşuşturma içinde olduğumuz, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız günlerimizde, haramlardan sakınıp, helaller dairesinde hayatımızı yaşamalıyız. Helaller dairesinde hayatımızı yaşadığımız zaman kazançlarımız bereketli olur. Helallere uygun yaşamadığımız zaman ise kazançlarımızın bereketi kaybolur, evimizin, ailemizin huzuru kaçar. Helal kazanç ve helâl lokmaya azami gayreti gösterirsek hem dünyevi, hem de uhrevi âlem de kurtuluşa erenlerden oluruz. Her an ve her zaman kendimizi hesaba çekmeli, vicdanımızın sesini dinlemeliyiz. Daima haramlardan uzak durarak, helâller dairesi içinde yaşamalıyız.
Şükür, bütün nimetlerin Allah’tan geldiğini bilip hamd etmektir. Allah’ın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden de kaçınırsak şükretmiş oluruz. Nankörlük, Şükrün zıddıdır. Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen, yasaklarından kaçınmayan kişi nankörlükte bulunmuştur. Rabbimiz, bizleri yaratıp bu dünyaya göndermiş, birçok nimetler lütfetmiştir. Bu kadar ikramda bulunan yaratıcımıza şükretmezsek, nankörlük etmiş oluruz. Günümüz insanlarının birçoklarının doyumsuz olarak hırsa kapılarak şükürden uzaklaşıp, nankörlüğe doğru meylettiğini üzülerek görmekteyiz. Hâlbuki şükredecek o kadar güzel imkânlarımız var ki, bunların farkında bile değiliz. Yeniden tefekkür ederek hayatımızı şükür eksenli bir merkeze oturtmak zorundayız. Sağlıklı bir nefes alıp vermemiz bile çokça şükretmemizi gerektirir. Verilen nimetleri saymaya kalksak sayamayız. O halde bu doyumsuzluk, mutsuzluk niye… Müslüman sahip olduğu az veya çok imkânlara rıza gösterip şükreder ve sonucunda rahat eder. Zenginlik, fakirlik, sağlık, hastalık, ölüm ve benzeri durumlar imtihan edilmemiz içindir. İmtihanı kazanmak içinde nankör olmayıp, hamd ve şükür ile hayatımızı güzelleştirmeliyiz.
Her zaman helal kazanç, helal lokma peşinde koşmalıyız. Helal ve bereketli rızıklar peşinden koşup, haramlardan uzak durarak güzel ahlâk sahibi müminlerden olmayı Rabbimiz, her birimize nasip eylesin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.