Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

Sünnet devre dışı bırakılıp, sadece Kur’an yeter denilemez

Sünnet devre dışı bırakılıp, sadece Kur’an yeter denilemez

 Kuranı Kerimde beş vakit namazdan bahsedilmekte olup, kaç rekat ve nasıl kılınacağını ise Sünnetten öğrenmekteyiz. Sünneti devre dışı bıraktığınızda namaz gibi en önemli bir ibadeti bile yerine getirme imkânından insanları mahrum bırakırsınız. Buna hiç kimsenin hakkı da yetkisi de yoktur. Tabiri caizse Kuran-ı Kerim İslam’ın anayasasıdır. Sünnette yasaları hükmündedir. Mütevatir, Meşhur v.b. Hadisleri görmemezlikten gelemeyiz. Sünnet hükümleri tabi ki Kuran hükümlerine aykırı olamaz. Kuranla çelişen zayıf ve Mevzu (uydurma) hadisler bellidir. Bunları iyi bilerek Müslümanların bilgilendirilmesi sağlanmalı, İslâm, ana kaynaklarına uygun olarak yaşanmalıdır. Peygamber ve Sünnet düşmanlığı da asla yapılmamalıdır.

Ayet-i KerimelerdeKim Resul'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik!” (Nisa Suresi ayet:80)“(Resulüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya Suresi ayet:107)”

And olsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab Suresi ayet:21)   Bu ayet-i kerimede; Hz. Peygamber’in, Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracak davranışlarda bulunmak isteyenler için mükemmel ve canlı bir örnek, en büyük fazilet numunesi olduğu anlatılmaktadır. Böylece, Resulullah’ın, hislerine mağlup insanları memnun etmek ve onlara pratik değerden mahrum birtakım nazarî kaideler öğretmekle görevli olmayıp, onun hedefinin, insanlığa amelî kaideler öğretmek ve bu kaideleri kendi yaşayışıyla izah ve tarif etmek olduğu anlaşılmış olmaktadır. Bu gerçekler çerçevesinde, onun hayatı ve sireti incelenmeli, bu nokta asla gözden uzak tutulmamalıdır.

“Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.”(Fetih Suresi ayet:10)

Ayet, Kureyş ile Müslümanlar arasında yapılan on yıl süreli Hudeybiye antlaşmasına ve bu antlaşma sırasındaki biata işaret etmektedir.

“Ey iman edenler! Allah'a ve Resulüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.” “İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın.” (Enfal Suresi âyet:20-21)

“Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.” (Necm Suresi âyet:3-4) buyurulmuştur.

Kuran’ı Kerimi en iyi anlayan ve yorumlayan kişi muhakkak ki Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) dir. O kendi nefsinden, heva ve hevesinden konuşmaz, vahiyle konuşurdu. Vahiy olmadığı hususlarda şahsi görüşlerini ifade eder, yapılan istişarelerde Sahabelerin ileri sürdüğü görüşlerin de kabul gördüğü ve uygulandığı olmuştur. Hendek savaşı öncesi yapılan istişarede olduğu gibi Selmani Farisinin önerisini kabul edip, hendek kazılarak O’nun gerisinden savunma yapılmıştır. Ben Peygamberim ben ne dersem o olur dememiştir. Bu gerçekleri de çok iyi bilmeliyiz. Allah'a ve Resulüne itaat etmek için öncelikle sağlam bir İmana ihtiyaç vardır.

Veda Hutbesinde Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.): "Ey Müminler size iki emanet bırakıyorum ki: onlara sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetin ilki, Allah'ın Kitab-ı Kur'an-ı Kerîm, diğeri ise, benim Sünnetimdir" buyurmuştur.

Allah'a ve Resulüne itaat demek; Can-ı gönülden inanıp onların emrettiklerini yapmak, yasaklarından kaçınmakla olur. Aksi halde, Allah'ı ve Resulünü seviyor ve itaat ediyorum dediği halde, Allah ve Resulünün emirlerini yerine getirmeyip, yasaklarından kaçınmayanlar ancak ve ancak yalan söylemiş olurlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Lütfi Ersöz Arşivi