Aksaraylı Ünlü Film Yönetmeni, Yapımcı ve Senarist Cafer Özgül

TRT televizyonlarının başarılı ismi, film yönetmeni, yapımcı ve senarist Cafer Özgül, 20 Eylül 1964 tarihinde Aksaray’ın Ortaköy ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Aksaray’da tamamladı. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Daha sonra, 1986 yılında TRT Ankara Televizyonu’nda yardımcı prodüktör olarak sinema kariyerine başladı. Ardından prodüktör (yapımcı) olarak TRT Kurumu’nda eğitim-kültür, belgesel, kültür-sanat ve çocuk yapımları gibi farklı kategorilerde pek çok başarılı projeye imza attı.

1991 yılında TRT’de drama programları bölümüne geçen Cafer Özgül, aynı yıl “Yayla Türküsü” adlı TV filminin yapımcılığını üstlendi. Ardından 1992’de, “Deniz Gurbetçileri” adlı 8 bölümlük dizinin yardımcı yönetmenliğini üstlendi. 1993-1994 yılları arasında 39 bölümlük “Geçmişin İzleri” adlı dizinin hem yönetmenliğini ve hem de senaristliğini üstlendi. 1995 yılında yapımcılığını üstlendiği “80. Adım” filmiyle Ankara Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü ve İstanbul Film Festivali’nde ise En İyi Film Ödülü’nü kazandı. Ardından 1997 yılında “Havuçlu Pilav Meselesi” ve “Büyük Sarhoşluk” adlı TV filmlerinde yönetmen olarak yer aldı. 1998 yılında “Hayat Bazen Tatlıdır” adlı 15 bölümlük dizinin yönetmenliğini yaptı.

Cafer Özgül, 1999 yılında Avşar Film’in yapımcılığını üstlendiği “Salkım Hanım’ın Taneleri” adlı filmde dış yapımcı olarak yer aldı. Yılmaz Karakoyunlu’nun aynı adlı romanından uyarlanan bu filmde, filmin baş karakterlerinden Aksaraylı Bekir ve Durmuş’u Güven Kıraç ve Zafer Algöz canlandırdı. Film, Antalya Altın Portakal Film Festivali (1999), Siyad Türk Sineması Ödülleri (1999), Orhan Arıburnu Ödülleri (2000), Ankara Uluslararası Film Festivali (2000) ve Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde (2000) çok sayıda ödüle layık görüldü.

Cafer Özgül, 2000-2008 yılları arasında TRT, Kanal 1 ve ATV’de 7 sezon boyunca yayınlanan “Bizim Evin Halleri” adlı dizinin yönetmenliğini de üstlenmiştir. Özgül, bu dizi ile aynı zamanda 2001 yılında “Martılar ve İstanbul” adlı TV filminin de yönetmenliğini yaptı.

Cafer Özgül, 2002-2004 yılları arasında TRT Ankara Televizyonu Drama Programları Müdürlüğü görevinde bulundu. 2003’te yönetmenliğini yaptığı ve TRT’de yayınlanan “Esir Şehrin İnsanları” adlı 8 bölümlük dizi ile Sedat Simavi Televizyon Ödülleri dalında Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. 2005 yılında “Evler” adlı belgeselin yönetmenliğini yapan Özgül, 2007-2008 yıllarında yayınlanan “Parantez” ve 2009 yılında yayınlanan “Kültür Penceresi” adlı kültür-sanat programlarının yapımcılıklarını üstlendi.

Cafer Özgül, 2011 yılında TRT’den ayrılarak bağımsız olarak çalışmaya başladı. 2012 yılında Safranbolu, Uşak ve İstanbul’da çekilen “Göl Zamanı” adlı filmin yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendi. 2018 yılında yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı “Sükut Evi” adlı film, Aksaray’da Ihlara kasabası ve civarında çekildi. “Sükut Evi” filmi, Indian Cine Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü ve NOIDA Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı. Filmin başrolü Melih Selçuk ise Indian World Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü.

2021 yılında 9. Boğaziçi Film Festivali Jürisi’nde de yer alan Cafer Özgül, 2022 yılında İstanbul ve Edremit’te çekimlerine başlanan ve halen Kanal D’de yayınlanmaya devam eden “Aşk ve Umut” adlı dizinin öykü yazarlığını da üstlenmiştir. 2010 yılında “Su Kuzusu” adlı yayınlanmış bir çocuk kitabı da bulunan Cafer Özgül, evli ve bir çocuk babasıdır.

Aksaraylı Usta Yönetmen Cafer Özgül Ve Sükut Evi (2017) Filminde Aksaray

20 Nisan-30 Mayıs 2017 tarihleri arasında çekimleri Aksaray-Ihlara Beldesi’nde, Ihlara Vadisi, Gücünkaya, Belisırma ve çevresinde yapılan Sükut Evi adlı filmin yönetmenliğini yapan ve senaryosunu yazan isim Aksaraylı Cafer Özgül’dür.

Sükut Evi filminin yapımcılığını Nilgün Sağyaşar üstlenirken, filmin müzikleri Ersin Bisgen’e aittir. Tamamı Aksaray’da çekilen 1 saat 37 dk. süreli filmin başrollerini, Mehmet Özgür (Adem), Yıldırım Gücük (Danyal), Melih Selçuk (Delikanlı), Emel Çetin (Nigar), Fatih Topçuoğlu (Kahveci), Ece Özdikici (Nihal), Esin Eden(Nine), Merve kızıl (Sevda), Pervin Bağdat, Onur Bilge (Kamyoncu) gibi usta oyuncuların paylaşır. 21 Aralık 2018 tarihinde gösterime giren ‘’Sükut Evi’’ filminin konusu kısaca şöyledir:

‘’On yıldır görüşmediği babasının ölüm haberini veren isimsiz bir mektup alan ‘’Delikanlı’’ (Melih Selçuk), kafasına takılan soruları çözmek için memleketine doğru ani bir kararla yola koyulur. Aksaray’da babasının yaşadığı ’’Yamaçlar’’ köyünü aramaktayken aracıyla ufak bir kaza yapar. Kazadan sonra yardım aramak üzere gittiği kaza yeri yakınlarındaki, imkanları kısıtlı tenha bir köye sığınır. Köye gelecek bir araç beklerken köyü keşfetmeye çalışır. Fakat köy sakinleri dingin hayatlarında bir kısırdöngü içerisinde yaşamaktayken kahramanımız da bu kısırdöngüye mecburi misafir olarak farkında olmadan katılmıştır.

Şehir hayatının ağır kavga ve kargaşasından, yorucu ve insanı bunaltan, çaresizliğe, suskunluğa ve sükuta boğan havasından bezmişken bu yolculuk onu, daha dingin, sessiz bir hayatta ruhunu tamir edip dinlendirmek amacıyla, şehri ve kız arkadaşını geride bırakarak Anadolu’ya açılan ‘’Delikanlı’’ (Melih Selçuk), Anadolu’nun güzide şehri Aksaray’da, Ihlara Beldesi’ne gelir.

Özlediği sakin ve sessiz hayatı bu köyde bulmayı-aramayı uman ‘’Delikanlı’’, modern hayattan uzak, uhrevi havasıyla sade bir köy hayatında kendini, dost canlısı köy halkıyla bir arada bulur. Dingin yeni hayatına, köy sakinlerinden Adem (Mehmet Özgür), Esin Eden (Nine), Kamyoncu (Onur Bilge) gibi kişileri tanıyarak alışmaya çabalar. Köyü ve köylüyü tanıdıkça, kalmakta seçtiği yerin ruhları tamir edecek düzeyde sessiz, sakin olmadığını fark eden ‘’Delikanlı’’ başından geçen garip olaylarla savaşmaya, ayakta kalmaya çabalarken, asıl yapmak istediği şeyin ve aradığı hayatın bu olup olmadığını sorgulamaya başlar.

Değişen fikri ile kendisini köye getiren yollardan yeniden şehrin karmaşalı, yoğun ve baş edilmez hayatına kaçmak için uğraş verse de, bunu başaramaz. Bir kısırdöngü içerisinde, artık köyde kısılıp kalmıştır. Düşlerde peşine düştüğü hayatın, gerçekte çok da huzurlu olmayan, katlanılması zor ama alışılabilir, tekdüze ve sıradanlık dolu günleriyle, Anadolu’da tenha bir köyde, her şeyi kabullenerek fırtınalarını dindirip, yeniden sessizliğe yani ‘’Sükut’’ mertebesine erer.’’

Filme mekan olarak kullanılan sahnelerin çoğunda Güzelyurt, Gücünkaya, Belisırma ve Ihlara’nın tarihi ve doğal mekanları yanında, civardaki köy evleri, köyün tepeleri, kayalıkları, yamaçları ve sokakları kullanılmıştır. Mümkün olduğunca Aksaray’ın doğal güzelliklerini ekrana yansıtan film adeta Aksaray’ın tanıtım filmi gibidir.